Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi olayında ismi sıkça geçen isimlerden biri olan eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, olayla ilgili davada birinci duruşmanın yapılacağı 1 Temmuz’a kısa bir mühlet kala sessizliğini bozdu.
İktidara yakın TGRT Haber’in haberine nazaran, Olcay Kılavuz, savcılık ve mahkemeye davette bulunarak sözünün alınmasını istedi.
Habere nazaran, Olcay Kılavuz’un çok yakınındaki isimler aracılığıyla yaptığı açıklamada “Beni savcılık, mahkeme çağırsın. Beni dinlesinler. Bana yöneltilen soruları cevaplamaya hazırım. Bildiklerimi anlatmaya hazırım” biçiminde bir davet yaptı. Kılavuz, davanın tutuklu isimlerinden Tolgahan Demirbaş’la ilgili de “Ben Tolgahan Demirbaş ile görüştüm fakat bu olaydan haberdar değildim. Kendisinin bu işin taraflarından biri olduğunu bilmiyordum. Daha sonra bu olay olunca görüştüm fakat merakımdan görüştüm” dedi. MHP’li isim, “Tape kayıtları varsa, Tolgahan Demirbaş dinleniyorsa ve benim onunla yaptığım görüşmeler kayıt altına alındıysa o tapeler deşifre edilsin” diye de ekledi.
‘KONUŞMA’ TALİMATI
Bu vakte kadar niçin tabir vermediği ve neden açıklama yapmadığına ait soru üzerine de Olcay Kılavuz, bu hususta kendisine telkinde bulunulduğunu ve talimat verildiğini söyledi. Kılavuz, kendisine “Senin ismin evrakta geçmiyor ki neden söz veresin?” biçiminde telkinde bulunulduğunu ve tıpkı vakitte da sessiz kalması noktasında da talimat verildiğini belirtti. Olcay Kılavuz, ‘Eğer bu kabahatse gidip yatayım’ sözlerini kullandı.
TGRT Haber Ankara Koordinatörü Ahmet Sözcan, Cem Küçük’ün sunduğu programa bağlanarak Olcay Kılavuz’un açıklamalarını paylaştı:
“Olcay Kılavuz Mersin Milletvekilliği yaptı, Ülkü Ocakları başkanlığı da yaptı. Son olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup danışmanı olarak vazife yapıyordu lakin misyondan alındı. Sinan Ateş cinayetinin akabinde Olcay Kılavuz ismi daima gündemde. Suikast sonrası tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara dışına çıkaran Tolgahan Demirbaş’ı koruduğu argüman ediliyordu. Onunla görüşmeler yaptığı tez ediliyordu. Hasebiyle Olcay Kılavuz’un açıklamaları, bu davaya nasıl baktığı, bundan sonra neler yapmayı planladığı çok değerliydi. Biz de TGRT Haber olarak Olcay Kılavuz’un çok yakınındaki isimlere ulaştık. Olcay Kılavuz’un bir daveti var, diyor ki ‘Beni savcılık, mahkeme çağırsın. Beni dinlesinler. Bana yöneltilen soruları cevaplamaya hazırım. Bildiklerimi anlatmaya hazırım’ halinde bir daveti var.”
“Sinan Ateş davasına ait dava 1 Temmuz’da başlıyor. Olcay Kılavuz, ısrarla kendisinin sözünün alınmasını istiyor” diyen Ahmet Sözcan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Böyle bir daveti var. Hatta şöyle bir şey diyor, ‘Ben Tolgahan Demirbaş ile görüştüm lakin bu olaydan haberdar değildim. Kendisinin bu işin taraflarından biri olduğunu bilmiyordum. Daha sonra bu olay olunca görüştüm fakat merakımdan görüştüm’ diyor. Kendisinin argümanı bu halde. Tape kayıtları varsa, Tolgahan Demirbaş dinleniyorsa ve benim onunla yaptığım görüşmeler kayıt altına alındıysa o tapeler deşifre edilsin’ diyor.
Bu vakte kadar niçin tabir vermedi ya da açıklama yapmadı? Olcay Kılavuz, bu bahiste kendisine telkinde bulunulduğunu, talimat verildiğini söylüyor. ‘Senin ismin belgede geçmiyor ki neden söz veresin?’ biçiminde telkinde bulunulduğunu söz ediyor. Birebir vakitte da sessiz kalması noktasında da talimat verildiğini söylüyor. Olcay Kılavuz, ‘Eğer bu hataysa gidip yatayım’ tabirini de kullanıyor.
‘KENDİLERİNE BAŞ SAĞLIĞI BİLE DİLEMEYİN’
Ayşe Ateş’i de aramak istediğini söylüyor lakin “Kendilerine baş sıhhati bile dilemeyin” diye talimat gittiğini söylüyor. Tolgahan Demirbaş’ın kendi konutunda değil, konutunun önünde gözaltına alındığını söylüyor. Polisler almaya geldiğinde birinci başta direndiğini, teslim etmek istemediğini lakin Sinan Ateş cinayetiyle ilgili olduğunu öğrendikten sonra Demirbaş’ı polislere teslim ettiğini söz ediyor. Sinan Ateş’in öldürülmesine ailesinin de üzüldüğünü söz ediyor ve kendi ailesinin de ‘Yazıktır, günahtır, neden öldürdüler?’ diye ağladığını söylüyor.”
İDDİANAMEDEN
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt “müşteki”, 22 kişi de “sanık” sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede, sanıklar Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’un “tasarlayarak taammüden öldürme” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt’a yönelik “tasarlayarak taammüden öldürmeye teşebbüs” kabahatinden 13’er yıldan 20’şer yıla kadar; Çep ve Tolgahan Demirbaş’ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmaları talep ediliyor.
Özyağci’nin ayrıyeten “ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak” cürmünden 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş’ın ise “zincirleme biçimde şahsî bilgileri hukuka ters ele geçirme” kabahatinden 3 yıldan 7 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması istendi.
Olaya ait hakkında süreç yapılan toplam 39 şahıstan, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen başka 17’si hakkındaki soruşturma, farklı bir evrak üzerinden sürüyor.
Davanın birinci duruşması 1 Temmuz’da görülecek.