NYT’den Patrick Kingsley ile Bilal Shbair’in “İsrail’in binlerce Gazzeliyi alıkoyduğu üssün içinde” başlığıyla yayımlanan özel haberinde, İsrail ordusunun Gazzelilere yönelik işkenceyi de içeren sorgulama formülleri kullandığı belirtildi.
“İsrail’in Gazze’yi işgal etmesinden bu yana Sde Teiman askeri üssü, suçlama yahut yasal temsilci hakkı olmaksızın gözleri bağlı ve elleri kelepçeli tutuklularla doldu.” alt başlığıyla açılan özel haberde, hem üste vazife yapan İsrailli askerler hem de burada kaldıktan sonra hür bırakılan Gazzelilerle yapılan röportajlara yer verildi.
Üste vazife yapan İsrail ordusuna mensup şahıslar, Filistinlilere yasalar çerçevesinde davrandıklarını ve kurallara uymayan vazifeliler hakkında soruşturma açıldığını argüman etse de hem gözaltı merkezinden çıkan Filistinlilerin hem de bölgedeki insan hakları örgütlerinin açıklamaları bunun aksini ortaya koydu.
Habere nazaran mayıs ayı sonunda yaklaşık 4 bin Filistinlinin bulunduğu üste, her bir kişinin hakkında bir suçlama olmadan yürütülen sorgulama sürecinin yaklaşık 3 ay sürdüğü ve bu müddet zarfında kelam konusu bireylerin çeşitli azaplara maruz kaldığı vurgulandı.
İÇKENCELİ SORGULAMA YÖNTEMLERİ
Sde Teima üssünde son 6 ayda en az 35 tutuklunun çeşitli sebeplerle hayatını kaybettiğini kaydeden ve isminin açıklanmasını istemeyen kimi yetkililer, kimi tutukluların üsten ayrıldıktan kısa müddet sonra hayatını kaybettiğini söyledi.
NYT muhabirine gözaltı merkezindeki güçlü günlerini anlatan Muhammed el-Kurdi isimli Gazzeli ambulans sürücüsü, “32 gün tutuklu kaldım lakin 32 yıl üzere geldi.” dedi.
Bu süreçte ailesinin yahut arkadaşlarının kendisinin meyyit mü yoksa hayatta mı olduğunu bilmediğini anlatan Filistinli genç, yaşadıklarını hatırlarken hala zorlandığını belirtti.
Younis al-Hamlawi isimli sıhhat vazifelisi de hasta taşırken İsrailli askerlerce gözaltına alındığını, üsse getirilince Hamas’a yardım etmekle suçlandığını ve sorgulaması sırasında daima aşağılayıcı muamelelere maruz kaldığını aktardı.
Al-Hamlawi, röportajında, İsrailli bir askerin uyguladığı dayanılmaz azap sonucu bedeninin o bölgesinin önemli halde kanadığını ve dayanılmaz bir acı yaşadığını anlattı.
Gazzeli sıhhat vazifelisi, öbür günlerde elektrikli tellerle kaplı bir sandalyeye zorla oturtulduğunu, tekraren şoka girdiğini ve kısa vakitte sıhhatinin önemli biçimde bozulduğunu belirtti.
NYT’nin haberinde, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hazırladığı ve basına sızan bir rapora da atıf yapıldı.
Raporda, İsrailli askerlerin, kimi Filistinli tutukluları çok sıcak metal bir çubuğa zorla oturttuğu ve birtakım tutukluların bu azap sonrasında hayatını kaybettiği tezine yer verildi.
‘HAYATIMIN EN GÜÇ 4 GÜNÜYDÜ’
Haberde görüşlerine yer verilen Fadi Bakr isimli hukuk öğrencisi de besin eseri aramak için çıktığı yolda çatışmanın ortasında kalıp daha sonra İsrail askerlerince “Hamas üyesi” diye gözaltına alınanlardan.
Bakr, gözaltına alındığı birinci anda yaşadıklarını, “Askerler bana, ya artık itiraf et ya da seni vuracağım diye bağırıyorlardı.” diye aktardı. Birinci sorgulamasının 4 gün sürdüğünü belirten Bakr, “Hayatımın en sıkıntı 4 günüydü.” diye hislerini aktardı.
“Disko odası” denen bir sorgulama odasında her gün saatlerce yüksek sesli müziğe maruz kaldıktan sonra sorgulandığını anlatan Bakr, kendisinin yalnızca iç çamaşırıyla sorgulandığını ve öteki tutukluların da tıpkı biçimde sorgu odasına götürüldüğünü söylediğini belirtti.
NYT, röportaj yaptığı Gazzeli tutukluların anlattıklarını büsbütün örtüştüğünü, tutukluların etrafı açık bir alanda gözleri bağlı olarak günde 18 saate kadar elleri kelepçeli biçimde yerde sessiz biçimde oturtulduğunu kaydetti.
Günde en fazla 2 saat ayakta kalmalarına müsaade verildiği belirten eski tutuklular, uyuyakalanların askerlerce dövülerek uyandırıldığını söz etti.
Haberde, tutuklulara günde 3 defa hafif öğün sayılabilecek yiyecekler verildiği fakat bunların çok yetersiz olduğu ve Sde Teima’ya girip çıkan tutukluların ortalama 20 kilogram zayıfladıkları bilgisine yer verildi.
İSRAİLLİ BAYAN SUBAYDAN CİNSEL ATAK EMRİ
39 yaşında Kıdemli hemşire Yunus el-Hamlawi, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki El Şifa Hastanesi’ne yaptığı baskında Kasım ayında tutuklandığını söyledi. İsrailli bir bayan subay, Hamas ile temaslı olmakla suçlanan Hamlawi’ye cinsel hücum buyruğu verdi. Kızgın demir bir çubuğa oturmaya zorlanan Hamlawi, “dayanılmaz bir acı” yaşadığını söyledi.