Av. Hüseyin Özbek yazdı…
PKK’nin Suriye uzantısı PYD’nin, emperyal vesayet altında devletleştirilmesi sürecine ( şimdilik kısa bir mühlet için ertelense de ) şahit oluyoruz. Bölgesel/yerel aklın, etnofeodal kültürün çok ötesinde bir stratejik aklın planlaması ile karşı karşıyayız. Suriye ile sonlu kalmayacak sinsi proje için en uygun tarif; “Güncellenmiş Sevr” olacaktır.
Suriye’nin kuzeyindeki birtakım Arap aşiretlerinin, Ezidi, Keldani, Asuri üzere arkaik etnisitelerin, projeye dahil edilmesi, dünyaya yönelik meşruiyet aldatmacasıdır. Asıl maksat, emperyalizm ismine, petrol kuyularının bekçiliğini yapacak etnofeodal Kürdistan despotluğudur. Öbür etnisitelerin, etnofeodal devletçiğin eşit hak sahibi paydaşları üzere gösterilmesi, BOP/GOP tezgahının perdelenmesine yönelik bir vitrin aldatmacasıdır.
Bölge gerçekleriyle, bölge denklemiyle asla örtüşmeyen, “Stratejik Derinlik” fantezisinin, “Şam’da Cuma Namazı” histerisinin Türkiye’yi sürüklediği çıkmaz, her geçen gün daha net olarak görülmektedir.
Ekonomik ve siyasal buhranın, ülkeyi derin bir kaosa sürüklendiği, despotik uygulamalarıyla, demokrasi liginden düşmüş imgesiyle, dünyadan soyutlanıp yeterlice yalnızlaşacak bir Türkiye’de devreye sokulacak oyunun Suriye kısmını, ekranda dizi seyreder üzere reaksiyonsuz izliyoruz! PKK/ KCK’nin, ülkemizdeki sivil/siyasal yapılanmasında, Çerkez, Laz, Arap, Süryani, Gürcü, Arnavut, Boşnak, Mehellemi, vs. etnisiteler ve mezhep kotalarının oluşturulması tıpkı stratejinin sonucudur.
Suriye’de uygulama evresine geçilen Kürdistan’ın; ” Kurduğumuz devlet öteki etnisitelerin de devletidir. Biz burada Ortadoğu’nun Kantonal İsviçresini inşa ediyoruz” demagojisiyle perdelenme cinliğine üstte işaret etmiştik.
Türkiye’de yaşama geçirilmek için fırsat kollanan Kürdistan projesinde vitrine konulan öteki etnisitelerin fonksiyonu, “halklara özgürlük” prensibi yaşama geçiriliyor imgesiyle, ulus devlet üniter yapıyı dinamitlemekten öte bir mana taşımamaktadır.
Emperyal stratejinin Türkiye’de sahneye koyduğu oyuna ait son iki notla yazımızı sonlandıralım isterseniz.
1-Bölgede etnofeodal motifler üzerinden siyaset geliştirilirken, öbür bölgelerde ve metropollerde sol jargonun kullanılması, sol yapılarla ittifaka gidilmesi, etnik virüs bulaştırdıkları muhataplarının politik prestijini, bağımsız kimliğini yok ederken, parti etiketli etnik ayrılıkçı örgüte, sol maske ve sol pudra üzerinden meşruiyet algısı oluşturmaktadır.
2-Türk milletinin 1915 Ermeni ‘soykırım’ı siciline, Anadolu ve Trakya Helenleri/ Pontus/Asuri/ Keldani/ Ezidi/ Süryani/ Dersim ‘soykırım’larının (!) eklenerek, sabıka kaydına yeni çentikler atılması, Türkiye’yi altını ıslatmış çocuk utancıyla sindirip, içeride ayrıştırmaya, dünyada uygunca yalnızlaştırıp, en haklı bahislerde bile kendini savunamaz hale getirmeye yöneliktir.
Yazımızı, BOP/FOP projesinin tek cümlelik özetiyle sonlandıralım: “Söz konusu olan, emperyal vesayet altında bir Kürdistan ise gerisi teferruattır!”